27 Şubat 2020 Perşembe

Işık Çağı

Ey üzerine dökülen asfalt yoldan
İnadına açmayı başaran çiçek!
Anlat hadi insanlara
Boyun eğmemeyi,
Pes etmemeyi,
Direnmeyi…

Bak ne diyor sana Ay'la Güneş:
Sakın moralini bozma, 
Umutsuzluğa düşme;
Çünkü yaşıyor olmanın kendisi bir umut. 

Bak!
Bir taraf karanlık, bir taraf aydınlık. 
Bunlar iç içe,
Birbirinden ayrı değil,
Tıpkı bizim gibi. 

Biz de birbirimizden ayrı değiliz, 
Hem birbirimizin içindeyiz, 
Hem de dışında, 
Hepimiz her yerdeyiz; 
Hepimiz var olmuş, var olan ve var olacak her şeyiz.

Dinlesene şu gemiyi:
Yaşadığın an'a atacaksın demirini hep,
Yoksa geçmişle gelecek yüzünden 
Dalgalarda ziyan edersin ömrünü.
Kıyıya gelmezsin, vurursun durmadan
Pişmanlığın ağırlığıyla, çırpınırsın umutsuzca.

Dinlesene beni:
Bak kupkuru dallardan, tomurcuklar çiçek açıyor
Bahar geliyor yine.

Haydi silkelen sen de,
Bırak kırgın dalların canlanıp tomurcuklansın,
Kalbin rengarenk çiçek açsın,
Düşüncelerin türlü türlü bahar kokuları salsın,
Ruhun versin meyvelerini.

Kendin ol daima,
En güçlü halinle.
Rüzgâr savursun dört bir yana tohumlarını
Her yere sevgi ve umut dağılsın.

İzin ver başlasın yeni bir çağ,
İzin ver aydınlatsın ışığın her yanı,
İzin ver başlasın ışık çağı.

3 Şubat 2020 Pazartesi

İstibdat Kumpanyası

Antalya Şehir Tiyatroları (AŞT), 2 Şubat'ta Atatürk Kültür Merkezi'nde "İstibdat Kumpanyası" oyunuyla bu sezonki ilk oyununu sergiledi ve ben de oyunun galasını izleyen şanslı sanat severlerden biriydim.

AŞT’den 14 tiyatrocunun sahnelediği iki perdelik canlı müzikli tiyatro oyununda Sultan Abdülhamid döneminde tiyatronun hali ve tiyatroyla ilgili sarayın bakış açısını anlatan senaryo Uğur Saatçi’ye ve oyunun yönetmenliği ise Mine Tüzen Tüfekçioğlu’ya ait.

AŞT’nin yenilenmiş oyuncu kadrosunun özenle seçildiği her halinden belli olan birbirinden yetenekli oyuncuları, sahnede dün ışıl ışıl parladılar. Oyuncular daha önceden birbirlerini tanıyorlar mıydı bilmiyorum; ancak birbirleriyle uyumları o kadar iyiydi ki, sanki yıllardır beraber çalışan bir ekip ruhunu yansıttılar perdeden.

Koreografi, dekor, kostüm, ses, ışık, müzik, senaryo, oyuncular ve yönetmen de dahil olmak üzere her konuda çok başarılı olan oyunun konusuna kısaca değineyim. Padişahı tahttan indirme planı yapan ve bunun için tiyatroyu kullanmak isteyen Şeref Paşa, Fransa’dan yarı Fransız yarı Türk Samuel Efendi’yi getirtir ve kendisinden Edmond Rostand’ın Cyrano de Bergerac adlı oyununu sahnelenmesini ister. Bu oyunu sahnelemesinin amacı ise oyundaki ana karakter olan Cyrano’nun tıpkı Sultan Abdülhamit gibi uzun burunlu olmasıdır. Samuel Efendi yanında 2 tiyatro personeliyle ülkeye geldikten sonra, Şeref Paşa sergilenecek tiyatro oyununa  oyuncu bulması için Sefer Bey’i görevlendirir ve Sefer Bey de Recai Efendi’nin topluluğunu bulur. Daha sonrası ise tam bir cümbüş. Her saniyesini keyifle izleten cıvıl cıvıl bir oyun.

Oyunda padişahı tahttan indirme planı yapan Şeref Paşa’yı canlandıran AŞT Genel Sanat Yönetmeni Gökhan Avkıran, oyunun sonunda Antalya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Sayın Cansel Çevikol Tuncer’i sahneye davet ederek oyunun yönetmeni ve senaristine çiçek verip daha sonra da beraberce Antalya Şehir Tiyatroları'nda perdenin asla kapanmayacağı mesajını verdiler.

“İstibdat Kumpanyası” çok başarılı, çok emek verildiği her sahnesinde anlaşılan, çok iyi oyuncuların sergilediği, özellikle oyunun ikinci perdesinde gülmekten gözlerimden yaşların aktığı, sıcacık, sizi ilk sahnesinden itibaren içine alan enerjik bir oyundu. Emeği geçen, destek olan herkese kalpten tebrikler ve teşekkürler. Oyunun sonunda bütün ekibi tek tek sahneye çağırarak çok güzel birlik ve beraberlik mesajı verdiniz. Bu başarılı başlangıç ilerisi için şimdiden heyecanlandırıyor, belli ki daha uzun yıllar ayakta alkışlanacaksınız gala gecenizde olduğu gibi; ama adettendir diye yine söyleyeyim; yolunuz açık, alkışınız ve seyirciniz bol olsun.

Oyunu kaçırmak istemeyenler için hemen belirteyim; “İstibdat Kumpanyası” 9, 16 ve 23 Şubat tarihlerinde AKM’de sahnelenmeye devam edecek.