Öylesine kalktım yataktan
Amaçsız.
Öylesine
gittim zihnimde uzaklara
Plansız.
Öylesine
bir şiir yazayım dedim
Uyaksız.
Anlayacağın
Öylesine
bir günde
Öylesine
yazıyorum bu şiiri.
Bugün
öylesine bir gün ki
Öylesine
hayaller kuruyorum
Renkleri
bir beyaz bir mavi.
En
sonunda açık mavi
”Hayat
öylesine yaşanır mı?” diyerek öylesine düşündürüyor beni.
Öylesine
hayat doluyorum ki sonra.
Öylesine
taşıyor içimden sevgi.
Öylesine
mutluyum ki bugün
Herkese
öylesine yaymak istiyorum bu renkleri.
Şimdi de
yazmayı bırakmak istiyorum,
Öylesine
bırakmak istiyorum kalemi elimden.
Sana
öylesine anlattığım maviyle beyazı birleştirip
Öylesine
açık mavi olmak istiyorum.
Öylesine
bıraktım kalemi elimden.
Korona
virüs sayesinde öylesine yaşar olduk, tabii sadece onun sayesinde değil;
ekonomi, işsizlik, açlık, intiharlar, kadın cinayetleri, toplumsal
adaletsizlik… Her şeye rağmen, umudu sürekli canlı tutmaya yarayan ve her an
umut pompalayan bir zamandayız, bahar aylarındayız. Baharda yaşayıp da umutla
dolmamak mümkün mü?
"İlkbaharda usul usul yürü, doğa ana hamiledir."
İnsanın kalbini okuduğu anda ısıtan bir cümle, bu zarif
düşünce içimi umutla dolduruyor.
Ve biliyorum ki şu anda da dünya hamile, yepyeni şeyler
doğacak tüm bu gebeliğin sonunda.
Bu salgından bütün dünyalılar olarak değişerek çıkacağız,
çıkmalıyız; çünkü asıl dram bu salgından değişmeden çıkmak olur.
Gerçi diğer dünyalıların değişmesine gerek yok; çünkü asıl sıkıntı
insanlıkta, kendini diğer dünyalılara zulmedecek kadar yüksek gören insanda.
Ne olursa olsun ben şu anda hepimizi dünyanın karnındaki yeni
oluşmaya başlayan bebekler gibi görüyorum, doğumun sonuna kadar düşükler de
olacak ve sağlıklı doğumlar da.
Bize düşen bu gebelik sürecinde kendimizden yepyeni ve doğaya
saygılı yeni bir kişi doğurmak.
Eh,
planlar da değişti haliyle. Denize gireceğim ilk günün planlarını yapardım mart
gelir gelmez, şimdi tek planım ailemle beraber hayatta kalmak. Ama yine bu
hayal etmeme engel değil: Ayağım
kumda, vücudum suyun içinde, rüzgâr bedenimde ve güneş tenimdeyken gölgeme
bakıyorum, kendimi hepsinin içinde eriyip her şeyle bir olmuş hissediyorum ve
"Sırada ne var?" diye soruyor zihnim içimdeki dinleyene. Cevap
hazır: Tüm bu soruları susturup, içimdeki soru sorduğum o dinleyen, o gözlemci,
beni sabırla bekleyen o ben olmak var sırada; bunun için çabalamak, bunun için
yaşamak...
Kendimiz olma yolunda bahar gibi, doğa gibi, kar yağışındaki
o dinginlik ve huzur gibi bir zihin ve kalp diliyorum hepimize; çünkü sadece
baharın bize yaşattığı mutluluk için bile umutsuzluğa, vazgeçmeye, pes etmeye
hakkımız yok.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder