29 Aralık 2021 Çarşamba

Her Bir Günün İçin Teşekkürler 2021

2021’de alışkanlıklarımı, ritüellerimi ya da benim dışımda gerçekleşen ritüelleri, tekrar eden döngüleri fark ettim. Birkaç çok istediğim konuda elim kolum bağlı beklediğimi fark ettim. İsteyip, planlayıp, gerçekleştiremediğim şeylerin kendimi yorgun hissettirdiğini fark ettim. Kendimi nasıl kısıtladığımı, hangi düşüncelere tutsak ettiğimi, zaman zaman öfkelenmemin asıl sebebinin adım atmamak, plan yapmamak, yol çizmemek, ertelemek, kendimin ve potansiyelimin farkında olarak hareket etmemek olduğunu fark ettim. Daha sonra etrafımdaki insanların yorgunluk ve öfke hissetmelerinin sebeplerine baktım: Başkalarını taklit etmek, başkalarının beğenilerine göre hareket etmek, işini severek yapmamak ya da sevmediğin işi yapmak, risk almamak, korkak olmak, cesur hareket etmemek, var olan bir sorunu kişinin kendisiyle değil başkasıyla konuşmak, sürekli bahane ve sorun üretmek…

Konfor alanının nasıl tehlikeli bir yer olduğunu ve o alandan çıkmanın ne güçlü bir irade gerektirdiğini neredeyse her gün deneyimledim. Daha sonra da ben beklerken hayatın beklemediğini fark ettim ve bazı konfor alanlarımı terk ettim. Değişip ya da yeni yollar bulup döngüyü kırdım. Tek bir seçimin, bu seçimi gerçekleştirmek için attığım adımların ve bunun gerçekleşmesinin tüm yolları, olasılıkları, hesaplamaları değiştirebileceğini gördüm.

Herkesin kendi evreninden, kendi habitusundan, zaman zaman kendinden saklanarak, zaman zaman kendini saklayarak, olduğu ya da olmak istediği haliyle yaşadığını daha çok kabullendim, çok az arkadaşın ve yakın olmayı seçmediklerimle mesafeli olmanın iyi olduğuna inancımı pekiştirdim.

Gayretimle, emeğimle, severek, inanarak, tutkuyla, sabırla, netlikle, yaratıcı ve verimli bir şekilde, bana ait olmayanın beni sınırlandırdığının bilinciyle, bana ait olmayanı bırakıp daha çok biz olmak amacıyla kendimi seçtim. Bütün gelişmeleri, ilk etapta olumsuz gibi görünenleri bile heyecanla karşıladım. Hayatın şımartmasına, şaşırtmasına izin verdim. İzledim. İzlemeyi hep çok sevdim; bir kuşu, dalgaları, seni, kedileri, tanımadığım insanları, yağmuru, düşüncelerimi…

Emeklerim fark edildi. Boşa kürek çekiyormuşum gibi hissetsem de sonunda iyi ki öyle yapmışım dedim. Manipülasyonları fark ettim. Her şeye göğüs gerdim, yine yaparım, yapamadığım anlar da oldu, o zamanlarda da çok güçlendim; çünkü kayıpları kazanç olarak görmeyi çoktan alışkanlık haline getirdim. Hedeflerim önceliklerim haline geldi. Kontrol edemediğim şeyler oldu, kontrolü bıraktığım zamanlar oldu, çoğu zaman kontrol bendeydi, en güzel zamanlar akışta olduklarımdı. Yarım kalanları tamamladım, geçmişten ders aldım, olmayan şeyleri pişmanlık duymamak için iyice denedikten sonra kabullendim. Anladım. Değiştim. İç sesimi dinledim. Bazen tüm sesleri susturmak istedim. Yetinmedim. Geliştim. Kendime sınır koymayı bıraktım. Kendimi değerlendirdim, sevdim, bağışladım, bana iyi gelmeyenleri unutmayı seçtim. İyi niyetine inanmadıklarım için kendimi yavaşlatmayı bıraktım, sevdiğim ve seçtiğim konularda durdurulamaz olmam gerektiğini kendime hatırlattım.

2021 pek çok açıdan benim yılımdı, 2022’nin muhteşemliklerine hazırlık yılıydı. 109 kitap okudum. Bir sürü makale okudum. Sosyolojiden yüksek lisansa başladım, ilk dönem bitti bile; yoğun, çok yoğun, besleyici, geliştirici, zorlayıcı, keyifli, içimde kendime doğru başka kapılar açtıran, öğretici, değiştiren ve çok hızlı geçen bir 4 aylık dönem. Muhteşem hocalarla tanıştım, hocalarımın ağzından çıkan her cümle için kendimi çok şanslı hissettim, yeterli enerjiyi kendimde bulamadığım anlarda aklıma hep hocalarımı getirdim, hepsini çok sevdim. Yaş ortalamasını yükselten ben olsam da, hepimizin Y kuşağını oluşturduğu güzel bir sınıfa denk geldim. Harika bir editörü ve sahibi olan güzel bir internet gazetesine haftalık köşe yazarken, iki ayda bir basılan kültür, sanat ve edebiyat dergisinden yazarlık teklifi aldım ve kabul ettim. İsim annesi sayıldığım, içinde birbirinden kıymetli üyeleri olan ve hem kendim için hem de toplum için çok geliştirici bulduğum ANODEM’in üyeliğiyle beraber yeni insanlarla tanışıp, farklı bağlantılar kurarak, bir sosyolog için harika sayılabilecek bir alana dahil oldum. Mesleğimi severek yapmaya devam ettim, mesleğime ve sosyolojiye duyduğum sevgim her geçen gün arttı.

Kendimi kimse benim kadar bilemez, benim için neyin iyi olduğunu benden iyi kimse bilemez. Kimse senin için seni bilemez, kendini sen bilirsin. Bilmezsen de, sen bilirsin.


2022 de her şeyi değiştirecek, ben değişime istekliyim, gönüllüyüm, kendime olumlu yönde dönüşmek için izin veriyorum. 2022’ye girebildiğim kadar güçlü girmek için elimden geleni yaptım, 2022’de kendimi gördüğüm yere doğru seçimler yapmaya ve bu seçimlerin sonsuz olasılıklarına, yeni bir yıla, yeni bir dünyaya, 2022’de yaşamaya hazırım! Hepimiz için şanslı, fırsatlarla dolu, huzurlu, bereketli, tüketmekten çok ürettiğimiz, kendimizi gerçekleştirdiğimiz, dengede kaldığımız, karar verip yola çıktığımız, karar verip uyguladığımız, ertelemediğimiz, yaşam alanımızı ve kendimizi güncellediğimiz, değişime kucak açtığımız, kalıplarımızdan kurtulduğumuz, biz olduğumuz, insan olduğumuz, doğanın parçası olduğumuzu hatırladığımız, gerçek anlamda birer dünyalı olduğumuz, harika bir yıl diliyorum. Ve gerçekleşmesini çok istediğim bir dilek: 2022 sosyologların senesi o

18 Aralık 2021 Cumartesi

Uğur Böceği

Biliyorum, biliyorum…

Tamam, anladım, beni görmek sizi çok mutlu ediyor.

Sizi görmek de beni çok mutlu ediyor.

 

Ama ben hamam böceği de olabilirdim.

O zaman öldürmeye çalışacaktınız beni.

Pis diyecektiniz hemen, ilaç sıkacaktınız üstüme.

Tıpkı insanları da hemen etiketlediğiniz gibi.

Salak, havalı, şişman… Bir sürü sıfat!

Değişeceklerini düşünmeden, üzüldüklerini bilmeden…

Kestirip atmak, şans vermemek ne kadar kolay sizin için.

Siz hiç hayatınızda yanlış seçimler yapmadınız mı?

 

Üstünüze konduğum zaman hemen uçmamı bekliyorsunuz,

Batıl inançlarınız yüzünden.

Size uğur getirdiğimi düşünüyorsunuz.

Nereden biliyorsunuz bir hamam böceğinin uğur getirmeyeceğini?

Beni görünce hemen uzaklaşmamı istiyorsunuz, hamam böceğini de uzaklaştırıyorsunuz.

İnsanlara da aynısını yapıyorsunuz.

Bir insan sizi sevince sevgiden korkup onu uzaklaştırıyorsunuz;

Bir insana değişik, farklı deyip onu da uzaklaştırıyorsunuz.

Sevmek ve sevilmekle ilgili ne probleminiz var sizin?

Ondan sonra da yalnızlıkla ilgili şarkılar yazıp, söylüyorsunuz.

Size o kadar çok gülüyorum ki böyle anlarda.

Ama bunu sizin fark etmeniz önemli,

Ne kadar komik olduğunuzun farkında mısınız?

 

"Uç uç böceğim, annem sana terlik pabuç alacak."

Siz benimle dalga mı geçiyorsunuz kuzum?

“Benim terlikle, pabuçla ne işim olabilir ki?” deyip uçuveriyorum üstünüzden.

Ama bu sizin en büyük özelliğiniz zaten:

Yapamayacağınız şeylerin sözünü verip, hayal kırıklığına uğratmak.

 

İnsanlar olmasa biz dünyada daha mutlu olurduk.

Çünkü siz ne bizlere ne kendinize ne de diğer insanlara saygı duymuyorsunuz.

Her şeyi yapma hakkını buluyorsunuz kendinizde.

Kendinize bir şey olmasın da başkasına ne olursa olsun.

 

"Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın."

Böyle düşünen herkesi yılan soksun!

 

Böyle giderse ne sevmediğiniz hamam böceğini ne de uğuruna inandığınız beni göremeyeceksiniz…

İnsanları öldürmek bile sizin için çok kolayken,

Biz hayvanlar yok oluyoruz, bunun için önlem alın desem,

Yine umutlandırıp, hayal kırıklığına uğratırsınız.

 

Sizler bu kafayla daha çok yalnız kalırsınız.

Sizler bu kafayla bir damla suyu, bir avuç bereketli toprağı zor bulursunuz.

Tercihlerinizi, tüketim alışkanlıklarınızı değiştirmezseniz, önemli olan tek şeyin sadece kendi mutluluğunuz ve konforunuz olduğunu söyleyen egonuzun sözleriyle hareket etmeye devam ederseniz, bencilliği ve korkuyu kenara bırakıp cesaretle hareketle etmezseniz birlikten doğacak kuvveti, huzuru, mutluluğu, adaleti asla göremezsiniz.


4 Aralık 2021 Cumartesi

Çok Güzel Bir Adam

 Geçen sene bugün 5 Aralık 2020 değildi.

Bugün 5 Aralık 2021 değil.

2016’dan beri her 5 Aralık yılı, 2016 benim için.

Çok erken bir gidişin tarihi o,

Kanserle kaybedilen bir savaşın ve içimde hiç kapanmayacak bir boşluk açan gidişin tarihi.

Çocukken biriktirdiği paralarla her hafta kendine bir kitap alan,

Çocukken çalışan ve bir sürü sorumluluğu sırtına alan,

Çocukluğunu gerçekten yaşayamayan o yarım kalan çocukluğun gidişi.

Gençliğinde bisikletiyle sevdiği kızın okuldan çıkışını bekleyen,

Sırılsıklam aşık olduğu kıza aşk şiirleri ve duygularını mektuplarla yazıp veren,

En masum ve heyecanlı duyguları sonuna kadar yaşayan bir romantiğin gidişi.

Tarım ve zeytincilik üzerine, zirai ilaçlar üzerine çok donanımlı, bilgili, kendi ürettiği ilacı ve kitabı olan,

Doğa için ve ağaçlar için savaşan ve hatta bu savaşların yargıya taşındığı,

Arabasının bagajı hayvan mamaları ve arabasının önü çocuklara vermek üzere çikolata ya da kırtasiye malzemeleri dolu olan,

Kalbi merhametle dolu, bir verene bin veren değil her zaman karşılıksız veren, gönlü bol, ruhu tertemiz bir iyilik savaşçısının gidişi.

Her şeyi disiplinli, tertipli, düzenli,

Tam anlamıyla bir işkolik ve bir iş eğer yapılacaksa en iyi haliyle bir an önce yapılması gerektiğine inanan,

Aldığı maaşı her kuruşuna kadar hak eden, kimsenin hakkına geçmeyen, çalışmaktan hiç yakınmayan, emekli olsa bile çalışmaya devam eden tam bir iş bağımlısının gidişi.

Okuduğu kitap ve gazetenin, çözdüğü bulmacanın, güldüğü mizah dergilerinin, yazdığı yazı ve şiirlerin bu kadar çok olduğu,

Dünyayı seven, ailesini seven, insanları ve dostlarını çok seven, damadını ve gelinini çok seven, yemekleri ve ekmeği çok güzel yapan, elinin değdiği her işi en iyi şekilde yapan,

Sorsanız onu insanlara, hepsinin ağzından çıkan ilk kelimelerin “dürüst”, “güvenilir”, “çok çalışkan” olacağı kadar düzgün ve doğru bir karaktere sahip,

Kızının da onun yolunda gitmeye gayret ettiği ve kızının onunla çok gurur duyduğu bir babanın gidişi…

Beni küçükken kucağına alıp balım diye seven, elimi tuttuğunda dünyayı bir anda en güvenli yer haline getiren, o bütün yüzünü kaplayan içten ve sıcacık gülüşüyle kalbimi sıcacık yapan, olduğum kişinin çoğunu kendi karakteriyle şekillendiren, zamanı 5 Aralık’ta durduran, o tarihten beri akan gözyaşlarımın tek sahibi, o tarihten beri özlem duygusunun gerçekten ne olduğuna dair hiçbir fikrimin olmadığını kavramamı sağlayan, hep çok özleyeceğim, kızı olmaktan hep onur ve gurur duyacağım, hep çok seveceğim, hep eksikliğini hissedeceğim ve kendimi hep eksik hissedeceğim, hala rüyalarıma gelmediği için her uykumda beklediğim, hep en güzel anılarımızı gözlerimi kapatıp yeniden ve yeniden yaşayacağım, çok güzel bir adamın, benim babamın gidişi 5 Aralık 2016.