Biliyorum, biliyorum…
Tamam, anladım, beni görmek sizi çok mutlu ediyor.
Sizi görmek de beni çok mutlu ediyor.
Ama ben hamam böceği de olabilirdim.
O zaman öldürmeye çalışacaktınız beni.
Pis diyecektiniz hemen, ilaç sıkacaktınız üstüme.
Tıpkı insanları da hemen etiketlediğiniz gibi.
Salak, havalı, şişman… Bir sürü sıfat!
Değişeceklerini düşünmeden, üzüldüklerini bilmeden…
Kestirip atmak, şans vermemek ne kadar kolay sizin
için.
Siz hiç hayatınızda yanlış seçimler yapmadınız mı?
Üstünüze konduğum zaman hemen uçmamı bekliyorsunuz,
Batıl inançlarınız yüzünden.
Size uğur getirdiğimi düşünüyorsunuz.
Nereden biliyorsunuz bir hamam böceğinin uğur
getirmeyeceğini?
Beni görünce hemen uzaklaşmamı istiyorsunuz, hamam
böceğini de uzaklaştırıyorsunuz.
İnsanlara da aynısını yapıyorsunuz.
Bir insan sizi sevince sevgiden korkup onu
uzaklaştırıyorsunuz;
Bir insana değişik, farklı deyip onu da
uzaklaştırıyorsunuz.
Sevmek ve sevilmekle ilgili ne probleminiz var sizin?
Ondan sonra da yalnızlıkla ilgili şarkılar yazıp,
söylüyorsunuz.
Size o kadar çok gülüyorum ki böyle anlarda.
Ama bunu sizin fark etmeniz önemli,
Ne kadar komik olduğunuzun farkında mısınız?
"Uç uç böceğim, annem sana terlik pabuç
alacak."
Siz benimle dalga mı geçiyorsunuz kuzum?
“Benim terlikle, pabuçla ne işim olabilir ki?” deyip
uçuveriyorum üstünüzden.
Ama bu sizin en büyük özelliğiniz zaten:
Yapamayacağınız şeylerin sözünü verip, hayal
kırıklığına uğratmak.
İnsanlar olmasa biz dünyada daha mutlu olurduk.
Çünkü siz ne bizlere ne kendinize ne de diğer
insanlara saygı duymuyorsunuz.
Her şeyi yapma hakkını buluyorsunuz kendinizde.
Kendinize bir şey olmasın da başkasına ne olursa
olsun.
"Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın."
Böyle düşünen herkesi yılan soksun!
Böyle giderse ne sevmediğiniz hamam böceğini ne de
uğuruna inandığınız beni göremeyeceksiniz…
İnsanları öldürmek bile sizin için çok kolayken,
Biz hayvanlar yok oluyoruz, bunun için önlem alın
desem,
Yine umutlandırıp, hayal kırıklığına uğratırsınız.
Sizler bu kafayla daha çok yalnız kalırsınız.
Sizler bu kafayla bir damla suyu, bir avuç bereketli
toprağı zor bulursunuz.
Tercihlerinizi, tüketim alışkanlıklarınızı
değiştirmezseniz, önemli olan tek şeyin sadece kendi mutluluğunuz ve konforunuz
olduğunu söyleyen egonuzun sözleriyle hareket etmeye devam ederseniz,
bencilliği ve korkuyu kenara bırakıp cesaretle hareketle etmezseniz birlikten
doğacak kuvveti, huzuru, mutluluğu, adaleti asla göremezsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder