Çoğu zaman çoğu insan çöpleri karıştıran insanları
görmüyor, gözlerinde ve algılarında görünmez kişiler onlar.
Fantastik
bir filmde olsak bu süper güç olarak harika bir yetenek olurdu; ama bu
gerçek,
Bu insanların acımasızlığı, hayatın acımasız gerçeği.
Halbuki orada bir mücadele var, yaşama kaygısı var, açlığın ve
çaresizliğin en dibi var,
Yalnızlık
var ve bu yalnızlık bizim tatminsiz hayatlarımızda kendi seçtiğimiz gibi
bir yalnızlık değil;
Kimsesizlik, ciddi
anlamda hiç kimsesi olmama durumu.
Ben
çok utanıyorum çöpleri karıştıran insanlarla karşılaşınca,
Utana
sıkıla gülümseyip selam veriyorum eğer o da bana bakarsa,
Bir
türlü içim almıyor, bir türlü kabullenemiyorum,
Kadın, erkek, çocuk, yaşlı...
Özellikle
yaşlıları o halde görünce içimde müthiş bir fırtına kopuyor,
Bir
volkan patlaması, bir tsunami...
Az
zamanı kalmış, hasta, kimsesiz...
Acaba
hiç mutlu oldu mu?
Acaba
bu kadar yalnızken neler düşünüyor?
Yatacak
yeri var mı?
En
son ne zaman temiz ve güvenli bir yerde uyudu?
En
son ne zaman biri tarafından mutlu edildi ve sevildi?
En
son en zaman çöpten bulmadığı ve tertemiz bir yemeği sıcak sıcak yedi?
Peki
nasıl bu hale geldi?
Bir
sürü soru, sordukça kalbimi paramparça eden bir sürü soru...
Güzelim dünyayı ve muhteşem hayatı garipleştiren insanlar,
Bu
dünyada yaşamak için bedel ödeyen tek canlı olan garip insanlar,
Garip
sistemler, garip yönetimler, garip yönetilenler,
Garip
bir yönetilme isteği, garip bir vicdan, garip kişilikler...
Ah gidi garip dünya, gariplik sende değil ki, gölgeleri bile farklı bu
gariplerin.
Yalnız
herkesin gölgesi yeterince iyi değil.
Kimininki
kış ayındaki dondurucu bir gölge gibi, kimininki de ılık bir ilkbahar gününde
tadını çıkarabileceğin bir gölge.
Kiminin
gölgesi bahçeli ve çok büyük, kiminin gölgesinin balkonu bile yok.
Kiminin
gölgesi yedi sülalesine yetecek kadar besin ihtiyacını karşılayabilir, kiminin
gölgesi ancak ertesi güne kadar dayanabilir.
Kiminin
ülkesindeki gölge yeterli, kiminin ülkesi olmadığı için gölgesi bile yok.
Herkesin
gölgesi kendine diye diye bencilce tercihlerimiz yüzünden bu hale gelsek de
hala konuya uyanamayanlarımız ve ısrarla kafasını başka tarafa çevirenler var-
sanki o tarafa bakmayınca yaşanan dramlar gerçekleşmiyormuş gibi.
İyi
şeylerin gerçekleşmesini umuyorsun; çünkü her şey değişti ve değişmeye devam
edecek.
Geçmişin,
geleceğin ve şimdin seni iyi tanıyor; sen daha kendini tanımaya başlamadın
bile.
Tanıklık
ettiklerinin büyüklüğünün farkında bile değilsin, çoğu şeyin başına
gelmeyeceğini düşünüyorsun, bencilliğin ondan.
Ama
artık bencilliği bırak. Belki ilk kez, kendin ol.
İçine
dön, bak bakalım sen kimsin gerçekten, yeniden tanış kendinle veya ilk defa.
İçindeki
o diplere gömdüğün veya görmezden geldiğin gerçek senle konuş uzun uzun,
kendini aç, olduğundan daha fazlası olduğunu fark et ve kendini aş.
Tam
şu anda insanların ışığına ve asla yalnız olmadıklarını bilmeye ne kadar
ihtiyacı olduğunu bilemezsin.
Dünya
yeniden şekillenirken ve öngörülemezken, daha iyi bir şekilde yaratılması için
elinden geleni yap ve tüm olanı kaygıyla değil heyecanla seyret.
Yıllardır kuma gömdüğün kafanı artık kaldırman, olanlarla yüzleşmen,
etrafında olan bitenin hiçbir anını kaçırmaman, gezegenindeki her şeyin
kıymetini bilmen, hayatı güzelleştirmen ve dünyayı güzelleştirecek çözümlere
dahil olman için güzel zamanlar.
Gelir
dağılımı ve diğer tüm şeylerdeki eşitsizliğin giderilmesi, iyi insanlar ve daha
iyi dünyalılar olmak ve birlik bilinci oluşması için bize şans verilen zamanlar.
Bu
son şansımız olabilir, o yüzden her anını dikkatli değerlendirelim.
Bize
her zaman inandım, umudum hep taze
Tüm
garipliklerimize rağmen.