Maske takmamak sadece
takmayan kişiyi etkilemediği için büyük sorumluluk; doktorlar mart ayından beri
bu sebeple bas bas bağırıyor maske takın diye. Bizden onları alkışlamamızı
istemiyorlar, maske takmamızı ve işlerini kolaylaştırmamızı istiyorlar.
Çoğu kişi herhangi bir
belirti göstermeden korona taşıyıcısı olabiliyor. Pozitif bir kişinin dokunduğu
yere dokunup elimizi dalgınlıkla yüzümüze götürmek bile, o bir anlık dalgınlık
dahi, virüsün bulaşmasına yetiyor.
Şimdi korona pozitif birisinin
bir kamu kurumunda çalıştığını düşünelim. Tuvaletler ortak, çay ocağı ortak,
bir sürü yer ortak, ortam kalabalık, bulunduğu yer açık hava değil ve kapalı
alan, en riskli yerler kapalı alanlar. Girişteki güvenlikten, servisi beraber
kullandığı diğer çalışanlar ve onların aileleri, çocukları, hastaları, anneleri,
babaları dahil apartmanda beraber yaşadığı komşularına kadar, yaşadığı toplumda
herkese karşı sorumluluğu maske takmak.
Bizden yeni bir şey
icat etmemiz, koronaya çözüm bulmamız, klasik deyişle atomu parçalamamız beklenmiyor;
sadece hepimizin maske takması isteniyor. Doktorların şu anda ülke genelinde
istifa etmelerinin sebebi de insanların bu tutumları. Aylardır aile hayatları
kalmadı, virüsü evlerine taşıdılar ve yakınlarını kaybettiler, ne maaşları
iyileştirildi, ne önlemler alındı, üzerine bir de dayak yediler; halbuki tek
istedikleri maske takmamızdı.
Sadece maske
takacaktık. Sadece maske takacaktık. Sadece maske takacaktık. Hatta artık iş
gereği kapalı mekanda uzun süre kalmanız gerekiyorsa 2 kat maske ve siperlik
takın diyorlar, şimdi ben bunu diyen doktora nasıl diyeyim ki bir maske bile
takmaktan aciz insanlar var diye?
Korona pozitifi ağır
atlatan insanların magnezyum, D vitamini, B12 üçlüsüyle iyileşeceğini veya
koronayı önleyeceğini düşünen zihniyete, ölen doktorların bundan haberi nasıl
olmamış diye sorulduğunda kendisine saldırdığınızı düşünmesi, onun maske
takmasıyla ilgili sizin hatalı olduğunuzu gösterir; çünkü beklentiyi çok yüksek
tutmuşsunuz demektir. Marttan beri doktorların yaşadıkları, ölenler, koronayı
atlatsa da vücudunda tahribat olanlara gidip sorsak neden magnezyum, D
vitamini, B12 üçlüsünü kullanmadınız diye, o zihniyetteki insanların maske
takmasını istemekten daha kolay olur.
Maske takmamak sadece cehaletle alakalı değil, resmen saf
kötülük. Potansiyel katillik, cinayete veya kasten zarar vermeye teşebbüs. Saf
bencillik, kendinden başka hiç kimseyi düşünmeyen yoğun bir bencillik. Maske
takmayan insana nasıl saygı duyalım?
Tamam, eleştirilecek birçok şey olabilir koronayla savaşta
alınan tedbirlerle ilgili, o konuya girmiyorum. Ama madem bireylerin üzerine
atıldı bu konu, hiç mi çabalamayacağız? Maske takmaktan bile aciz insanlardan
nasıl bir konuda sorumluluk almasını bekleyeceksiniz, eğer atlatabilirsek, korona
günlerini atlattıktan sonra? Bu çok basit maske takma sorumluluğunu yerine
getirmeyen ve maske takma tedbirini uygulamayanlarla ilgili neler düşüneceğiz?
Aramızdalar, çok yakınımızdalar, içimizdeler, her yerdeler… Lütfen benim bu kötü
insanları anlamama yardım edin ve lütfen söyleyin, n’apacağız? Gerçekten n’apacağız?
Bu insanlarla nasıl yaşayacağız ve hayatta sağlıklı bir şekilde kalacağız?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder