Belki biz şu anda fiziksel olarak bir şeyleri
yaşamayanlarız; ama hepimiz yaşayanlar kadar yaralanıyoruz, her olayda biraz
daha öfkemiz artarken güvenimiz azalıyor, canımız çok yanıyor.
Kutlama olması gereken geceler, cenazeye dönüşmesin.
Umut dolu olması gereken haftalar, umutlar
öldürülmesin.
Mutluluk ve kahkaha saçılması gereken günler, mermiler
saçılmasın.
Her gün kötü anıları geride bırakıp, güne büyük
hayallerle başlamak yerine, korku ve kaygıyla başlamayalım.
Cehalet, para, inançlar yüzünden şiddet ve ölümler
artmasın.
Küçükken hem Aydın'da hem de Denizli Çivril Şenköy'de
Kuran kursuna gitmiştim, çocukken cevşenler takıp dolaşırdım, uyumadan önce
bildiğim bütün sureleri okur da uyurdum. Büyüdükçe bunlarla yetinmedim; aile,
okul, toplum böyle diyor diye doğrusu budur demedim, başka dinleri araştırdım,
başka inanışları araştırdım; ama hep diğer inananlara ve insanların seçimlerine
saygı duyarak düşüncelerimi değiştirdim. Başkalarının seçimlerine, inancına,
hayat tarzına hep saygı duydum. O zamanlar İslam bu kadar kullanılan,
aşağılanan bir inanç haline getirilmemişti, cehalet ve para insan ruhunu bu
kadar ele geçirecek kadar güçlü değildi.
Karşımdaki insanın siyasi görüşüne, dinine, hayat
tarzına, giydiğine, yediğine, içtiğine, okuduğuna, sevdiğine, işine, nereli
olduğuna, parasına, dış görünüşüne, diline, ırkına vd pek çok şeye bakmadım hiç
çocukken; bunlar konuşulmazdı bile; iyi insan mı ona bakardım, herkes öyle
yapardı. Hepsi de Atatürk sayesinde.
En çok kadınlara şaşırıyorum. Çalışıyorsan, oy
kullanıyorsan, sokakta dolaşıyorsan, köle değilsen, fikrini söyleyebiliyorsan,
sana mal gözüyle bakılmıyorsa şu anda yeterince sahip çıkıp savunmadığın
Atatürk sayesinde.
Bebekler, çocuklar, kadınlar ve
hayvanlara yapılan her türlü şiddet ve tacize, tecavüze en ağır ceza verilmeli
ki bu insan olmayı unutmuşlar bir daha böyle bir şeye cesaret edemesin.
Laf atan kişi hemen içeri atılsın ki kimse bu
kadar ileriye gidemesin.
Trafikte kadını cinsiyeti yüzünden sıkıştıran
kişinin ehliyetine süresiz el konulsun ve öyle bir para cezası kesilsin ki, bak
bakalım trafikte en ufak bir hata yapıyor mu.
Bunlar yetmez !
Aileye inmeli, dine inmeli, eğitime inmeli...
Bu insanların hayatları nasıldı?
Bu canilerin çocuklukları nasıldı?
Bu sapıkların aileleri, öğretmenleri,
arkadaşları nasıldı?
Bu vicdansızlar neler yaşadılar da bu hale
geldiler?
Bu insanlar ne ara çıktılar insanlıktan?
Hayvanların, bebeklerin, kız ve erkek
çocukların, kadınların YÜCE TÜRK ADALETİ tarafından en titiz şekilde
korunmasını;
Suç işleyenlerin aklından benzeri
iğrençlikleri geçiren sapıklara örnek teşkil edecek en ağır şekilde
cezalandırılmasını;
Sokakta saat kaç olursa olsun ve ne kadar açık
ve kısa giyersek giyelim içimizde en ufak bir korku olmadan yürüyebilmeyi;
Abilere, amcalara, eniştelere, dayılara,
babalara, dedelere ve kısacası erkeklere güvenebilmeyi hepimiz adına tüm
kalbimle istiyorum !
Biz çocukken yaşlı bir amca ya da teyze gördüğünde
karşıdan karşıya geçmelerine yardım et diye öğretirlerdi bize. Şimdi biz
etrafımızdaki çocuklara yaşlı amcalardan uzak durmasını öğretiyoruz.
Hırs, her türlü din, para ve korkuyla
yönetilen bir Dünya'da değil;
Biriktirerek değil de paylaşarak; gelişip,
ilerleyip, aydınlanarak,
Sevgi, adalet, ve güvenle dolu; doğaya,
hayvanlara ve yaşadığımız gezegene saygılı,
6284 sayılı yasa ve İstanbul
Sözleşmesi gibi kadınların haklarının nice kanunlarla korunduğu,
Kadınların kendilerini asla yalnız,
çaresiz, güçsüz, dışlanmış, korkmuş, umutsuz hissetmediği,
Çocukların mutlulukla attığı kahkahalarının
kulaklarımızda çınladığı, huzurlu bir Dünya'da yaşamak dileğiyle...
Ve sakın unutmayalım: Eğer bugün bir haksızlığı görüp
de haksızlığa uğrayanın yanında olmazsak, yarın aynı şey bizim başımıza
geldiğinde kimseden destek beklemeye hakkımız olmaz. Artık bana dokunmayan
yılan bin yıl yaşasın diye düşünmekten vazgeçip yılan gibi üzerinizdeki o eski
deriyi atmanızın vakti geldi. Hiçbir zaman geç değil, her şey geçici ve yapıp
yapmadığımız her hareketten biz sorumluyuz, seçimlerimizi ona göre yapmalıyız.
Haksızlığın karşısında tarafsız olursanız, haksızlık edeni desteklemiş
olursunuz. Ne güzel bir sözdür: “Haksızlık karşısında
susan dilsiz şeytandır.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder