12 Kasım 2020 Perşembe

Göz Göre Göre Geldi Korona

 10.11.2020:

-Normalde halsizlik şikayeti olan biriyim. Şu anda hissettiğim halsizliği tarif edemem. Kendimi zorlayarak işe gidiyorum.

-Hiç yakınan biri değilimdir, yanımdaki arkadaşıma tüm gün ne kadar halsiz olduğumla ilgili yakındım.

-Başka bir arkadaşımla karşılaştık, bana gözlerimin ve özellikle bir gözümün şiş olduğunu söyledi, arpacık mı acaba diye inceledi.

-İyi hissetmiyorum, ne acayip bir halsizlik bu. Yoksa…? Yok canım, ben ilk günden beri dikkat ediyorum, o değildir. Gerçi tek benim dikkat etmem yetmiyor ki!

11.11.2020:

-Halsizlik devam ediyor. Karın ağrım, gaz, şişkinlik yok; ancak ishal de başladı.

-Rapor veya izin almayı düşünüyorum, yanımda oturan arkadaşıma mesaj attım iyi hissetmediğime dair; ama yine de kendimi zorlayarak işe gidiyorum.

-Sabah, işyerinde aramızda 1.5 metre bile olmayan bir arkadaşımızın testinin pozitif çıktığını öğrendik. Onun yanında oturan temaslı iki kişi olarak Atatürk Devlet Hastanesi’ne test yaptırmaya gittik, arkadaşımın eşi gelip götürdü bizi, gelmişken o da test yaptıracak her ihtimale karşı.

-Tahmin ettiğimizin aksine hiç kalabalık değil, sadece biz varız. İçimiz rahatladı; çünkü eğer bir gün korona olursak ve test yaptırmamız gerekirse, hastalığımız olsa veya olmasa bile sırada beklerken kapma endişemiz vardı.

-Biraz ağladım, korona olma ihtimalimden dolayı değil, o kadar dikkat etmeme rağmen bizim kadar düşünceli ve bu konuda hassasiyet göstermeyen insanlardan kapma ihtimalimize karşı, çoğunuz biliyorsunuz, bu konuda çok da mücadele ettim. En başta, istifa hakları bile ellerinden alınan, her anlamda çok yorgun doktorlarımız için ettim bu mücadeleyi. Arkadaşım sakinleştirdi. Söylediği şey beni çok etkiledi, çok duygulandım: “Çıkarken ikimizi de yetimhaneden çıkan ve birbirinden başka kimsesi olmadığı için birbirine sımsıkı sarılmış iki yetim gibi hissettim.” Biz hayatımız boyunca birbirimizin yanında olucaz zaten benim canım arkadaşım, kendini hep iyi hisset. Bazı şeyleri burda yazamayacağım; ancak kibriniz ve egonuz gözlerinizi karartmadan önce, lütfen insanlara ne hissettirdiğinizin ve onlarda nasıl etkiler bırakabileceğinizin farkında olun.

-Arkadaşımla birbirimize şaşkın şaşkın bakıyoruz. Nasıl olabileceğini anlamaya çalışıyoruz, benden kapmadıklarına emin olduk, hayatım sadece ev ve iş.

-Arkadaşım emzirdiği için ona ayrı yerde test yapılacak ve onun için başka ilaçlar düşünülecek. Eşiyle ben hastanede ilk görüştüğümüz yere geri döndük, bize orda test yapılacak.

-İçime bir his doğuyor dünden beri. Acaba…? Bu sefer dünkü kadar kolay reddedemiyorum bu ihtimali, içime doğuyor, hissediyorum.

-İnsanlar “ışık hızından daha hızlı bir şekilde olanları öğrenip” aramaya ve mesaj çekmeye başladı, test sonucundan muhakkak haberdar et bizi diyorlar.

-Hepimizin testi yapıldı, taksi veya toplu taşımaya binmekten yine diğer insanları düşündüğüm için kaçınıyorum, eşim beni almaya geldi, şimdi beni eve bırakacak.

-Evdeyim. Şaşkınım. Yaşananları sindirmeye çalışıyorum. GÖZ GÖRE GÖRE hasta oldum! Kendimi sinirli, haksızlığa uğramış ve mağdur edilmiş hissediyorum! İki kedimle biraz oynadım. Arkadaşım da evine gitmiş, bana mesaj attı: “Sakınan göze çöp battı.” Sinirlendim. Sakınan göze çöp batmadı! Bu yapmaları gereken şeyleri yapmayan cahil, bencil, egoist, sorumsuz, düşüncesiz insanların uydurduğu bir kılıf! Ona cevap yazdım büyük harflerle: “HAYIR! BİZ BENCİL VE SORUMSUZ İNSANLAR YÜZÜNDEN MAĞDUR OLDUK! SAKINAN GÖZE ÇÖP BATMADI! BİZ YAPILMASI GEREKEN HER KONUDA, KONU NE OLURSA OLSUN, SAKINMAYA DEVAM EDECEĞİZ!”

-Arkadaşım yazdı yine, test sonuçlarımız ne zaman çıkacak diye merak ediyor, nasıl etmesin, emziren genç bir anne o. Bebeği etkilenecek mi, bebeğini emzirmeyi bırakmak zorunda mı kalacak? Neyse bir daha bakayım E-Nabız uygulamasına dedim, saat 19.25’te gördüm, pozitifim! Hayatımın genelinde her zaman, her konuda pozitif olmaya çabalayan ve genelde bunu başaran biri olarak, ilk defa olmak istemediğim bir konuda, pozitifim!

-Hemen annemi aradım: “Anne, sana bir şey söyleyeceğim, hemen endişelenme lütfen, hemen tepki verme, sakin ol, testim sonuçlandı, pozitifim…” Annem 65 yaş üstü, engelli, kronik hastalığı var. Pazar günü arabanın camlarını açıp, çift kat maske takıp, babamın mezarına götürmüştük onu…

-Hemen arkadaşımı aradım, testimin sonucu söyledim, endişeyle eşine bakmasını söyledi, eşininki negatif. Kapattı telefonu kendisinin sonucuna bakmak için. Geri aradı, “Eşim negatif dedi.” yeniden. “Benimkine bakıyor şimdi eşim” dedi. “Nasıl yani? Nasıl? Gerçekten mi? Benimki de mi pozitif???!!!!!! Funda benimki de pozitif, benim bebeğim var, annem var…” Ve tüm gece bana farkında olmadan “Eşimin testi negatif.” dedi, zaten ben de ona “Biliyorum, daha önce de söyledin.” demeyi bıraktım.

-Arkadaşımın benzetmesinden az önce bahsettim, yetimhanedeki öksüz çocuklara benzetmişti bizi. Yıllardır o kadar öyle hissettiriliyorum ki… Pozitif haberimi duyan herkes aramaya ve mesaj atmaya başladı. N’oluyor? Telefonum kilitlenecek nerdeyse. Ben hangi ara bu kadar güzel insanı biriktirdim böyle? Alışkın değilim ben bu kadar aranmaya eyvallahı olmayan, dürüstlüğünden dolayı sevilmeyen ve tehdit olarak görülen; ama bir tanıdılar mı da kolay kolay bırakılmayan biri olarak, tanıdıkça daha çok sevilenlerdenim.

- 312 kodlu bir yerden arıyorlar, saat 20.58. Hemen açtım. Bir doktor hanım aradı, bu akşam evimize ziyarete geleceğini belirtti. Aklıma hemen yakın temasta bulunduğum arkadaşlarım geldi, onları aradım, korkmamaları gerektiğini ve böyle bir durum olduğunu söyledim, isimlerini temaslı olarak söyleyeceğimi bildirdim hepsine.

-22.15 gibi evimize doktor hanım ziyarete geldi. Ben diğer kronik rahatsızlıklarımı, kullandığım ilaçları, şu ana kadar geçirdiğim operasyonları, temaslılarımı söyledim. Evimizde çift kat maske takıp, eşimle ayrı yerlerde vakit geçirmemizi tembihledi. Eşim de kendisine eve gelip test yapılıp yapılmayacağını sordu, sağlık çalışanımız yoğunluktan dolayı düşük bir ihtimal olduğunu belirtti; ama muhtardan izin alıp hastaneye test için gidebileceğini söyledi; çünkü eşim de karantinada artık benim yüzümden. İşyerindeki arkadaşlarının huzursuzlukla beklememesi için eşim de muhtardan izin alıp yarın test yaptırmaya karar verdi.

-23:39’da bir kere daha çaldı telefon, yine sağlıkçılarımız arıyor. “Kusura bakmayın, rahatsız ettik bu saatte, pozitif çıktı test sonucunuz, biliyorsunuz değil mi?” diye soruyor korkutmamaya çalışarak. “Ne rahatsızlığı hanımefendi.” dedim, “Siz bu saatte bizler için hala çalışıyorsunuz, iyi çalışmalar diliyorum.” diyerek kapattım telefonu. Yarın benimle yeniden iletişime geçileceğini haber vermek için aramış ve aklımda olan sorular varsa hepsini sorabileceğimi söylemek için.

-Saat 00.00’ı geçti, tanıyanlar bilir, hiç bu saate kalmam, hemen uyurum. İshalim devam ediyor. Ateşim bir yükseliyor, bir iniyor. Çok halsizim. Neyse şimdi hemen uyurum.

12.11.2020

-Her sabah en geç 05.00’te kalkmış olurum bir sabah insanı olarak. Saat 06.10. Yataktan kalkmak istemiyorum, çok halsizim. Gece öksürük başladı, şiddetli değil ama. Burnum tıkalı değil; ama bana hissettirdiği tıkalıymış gibi, hatta çoğu zaman ağzımdan nefes alıyorum. Boğazım şiş değil, tarif edemediğim değişik bir his var sadece boğazımda. Ankara’dan üniversite yıllarımdan çok sevdiğim ve hala uzaktan da olsa görüştüğüm bir arkadaşım bana geçmiş olsun yazdı şimdi, biraz onunla yazıştık, ne iyi geldi.

-Neyse kendimi zorlayacağım yine, hadi bakalım, yüzümü yıkadım mı kalmaz bir şeyim. Hiç iştahım yok; ama kahvaltı yapmak için kendimi zorlamam lazım, bir sürü ilaç yutmam zorundayım çünkü!

-Kendime bir kahve yapıp, dün sosyal medyadan bana mesaj yazan zarif insanlara cevap yazmaya başlayayım yavaş yavaş…

-Antalya’dan arkadaşım yazmış: “Senin gibi dikkat eden ve kurallara uyan biri bile kapabiliyorsa bu virüsü, herkes kapabilir. Allah hepimizin yar ve yardımcısı olsun.” Ben de ona cevap yazdım şimdi: “HAYIR, YANLIŞ CEVAP, benim gibi dikkat eden biri kapmadı, ben o dikkat etmeyenlerle mücadele ede ede mücadelemde başarısız olup onlar yüzünden kaptım! Tek kişinin dikkat etmesiyle olacak iş değil bu.”

-Amerika’dan arkadaşım yazmış: “Pandemiden paylaşımlarınla ne kadar dikkatli olduğunu bildiğim için koronanın seni yakalayabilmesine gerçekten çok şaşırdım.” İyi de Ali’cim tek benim dikkat etmemle ve hassasiyet göstermemle olmuyor ki, keşke sadece benim maske takmamla ve sosyal mesafeye dikkat etmemle olsaydı, şimdi anladın mı neden böylesine mücadele ettiğimi?

LÜTFEN, SORUMSUZ VE BENCİL DAVRANMAYI BİR KENARA BIRAKIN, HER AN MASKE TAKIN, ARAMIZDA POTANSİYEL KATİLLER OLARAK DOLAŞMAYIN! MASKE TAKMAYAN KİŞİLERİN, MASKE TAKMADIĞI İÇİN KENDİLERİNİ ŞİKAYET ETME İHTİMALİ OLAN KİŞİYİ ŞİKAYET ETME HAKSIZ CESARETİNE SAHİP OLMAYIN! YANLIŞ OLAN SİZSİNİZ! MASKE TAKMAYANLAR, SOSYAL MESAFEYE DİKKAT ETMEYENLER YANLIŞ VE HAKSIZ, BUNUN MÜCADELESİNİ VERENLER DEĞİL !

Hiç yorum yok: