Sen benim midyemsin.
Aslında,
Midyenin
içindeki çok değerli incimsin.
Kimilerine göre
midye kötüdür.
Pis ortamlarda
oluşur.
Bu yüzden ondan
uzak durulmalıdır.
Yenilmemelidir,
hatta ona dokunulmamalıdır.
Sen incisin.
Eşsiz…
Özel…
Değerli…
Beyaz ve saf;
Ama kendi
değerinin farkında olmayan…
Kimileri de
midyeyle ilgili öyle önyargılıdırlar ki,
Çevresine,
ortamına, dış görüntüsüne bakıp,
Alabildiğine
önyargıyla kestirip atar onu;
İçinde bir
incinin saklı olduğunu göremeyecek kadar kördürler üstelik.
Bir inci
öylesine beyaz ve saftır ki
Daha beyaz
olmak için bir şey yapmaya ihtiyacı yoktur.
O zaten
öyledir.
Kendi değerinin
farkında olmayan,
Başkalarının
fark etmeyip önyargılı anlamlar yükledikleri bir inci…
Hem değerini
bilmiyor,
Hem değeri bilinmiyor.
Fark etmiyor ve
Fark edilmiyor.
Kaybetmiş
bulmadan,
Kaybedilmiş
aranılmadan.
Korktuğu için
kabuğuna saklanan ve
Sınırlarla
kabuğuna itilen.
Kabuğuna
kısmış…
Bulunduğun
ortamın kötülüğüne rağmen inci olmayı başardın!
Değerini fark
et artık!
Denizin
yosunları arasında kaybolma!
Çık artık
kabuğundan!
Hadi!
Denizdeki en
eşsiz incisin sen!
Daha fazla
oyalanma!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder