Eh, hafızam bir hayli zayıf.
Bundan da yakındığım yok açıkçası.
Siz insanlar gibi sürekli geçmişte takılı kalıp
üzülmekten iyidir bence.
E tabi sizin kötü olarak göreceğiniz yanları da yok
değil zayıf hafızamın.
Bu durumumdan yararlanmak isteyenler çok oluyor maalesef.
Üstüne bir de iyi niyet ve yumuşak yüreğimi katınca
dayanılmaz bir hal alabiliyor bu durum benim için;
Dayanılmazı olumsuz olarak söylemedim ama.
Hani siz sevdiğiniz bir şeyi görüp
”Bu, benim için dayanılmaz.”, dersiniz ya,
Ben de öyle olumlu bir anlamda kullandım bu cümleyi;
çünkü güven benim için dayanılmazdır.
Evet, diğerlerini kendimden ayrı olarak görmüyorum.
Sizin yarattığınız dünyaya göre de bu hayli zarar
getirecek bir düşünce belki;
Ama bana göre siz ve ben ayrı değiliz.
Aynı güç yarattı hepimizi.
Farklılıklarımız kendi türlerimiz içinde bile çok
belki; ama hepimiz aynı ebeveynin çocuklarıyız.
Üstelik siz bize acımasız davranıp yaşadığımız suları
kirletseniz bile biz sizi koşulsuzca sevip oksijeninizi üretiyoruz.
İşte söylemek istediğim de bu aslında: beklenti,
karşılık…
Hiç kimseye bir davranışı karşılık bekleyerek
yapmadığım için onların benim güvenimi sarsıp sarsmamaları söz konusu bile
olmuyor.
Bir daha geldiklerinde yine güler yüzle karşılıyorum
onları.
Yaptıkları kötülük maddi ya da manevi ne kadar büyük
olursa olsun güvenim zedelenmiyor.
İşte asıl cesaret budur!
Güven benim için bu yüzden dayanılmazdır.
Çünkü güvenin olduğu yerde sevgi vardır.
Sevginin olduğu yerde de özgürlük vardır, serbest bırakma
vardır.
Kimseyi değiştiremem, kimseye zorla bir şey
yaptıramam;
Görevim bu değil ki,
Benim görevim koşulsuz sevmek, karşılık beklememek,
beklentiyi salıvermek…
Yaşamın coşkusu burada işte, sihir burada, sevgide;
Çünkü kendimi en özgür hissettiğim anlar kafamdaki tüm
yargıları atıp merhametli ve bağışlayıcı davrandığım anlardır.
Ne gerek var öfkeye ve intikama ya da güvensizliğe.
İşte bu yüzden hafızamın zayıf olmasından
yakınmıyorum,
Balık olmaktan da çok mutluyum.
Geceleri görün hele siz beni…
Sevgim ve inancımın dışa vurumuyla parlıyorum derin
sularda en güzel renklerimle.
Hayatımın her anı için şükran duyuyorum beni yaratan
güce.
Her an yeniden doğuyorum, hafızamın da boş olmasının
yardımıyla,
Ve işte bu yüzden her saniye benim için ilk defa
keşfedilmiş bir kıta gibi coşku uyandırıcı oluyor,
Ve işte bu yüzden her anımda daha da arınıyorum ve
umudum daha da artıyor.
Ben işte bu yüzden hafifim ve de neşeli.
Aslında size bir formül verebilirim, uygulayıp
uygulamamak size kalmış:
Sevgi, şefkat, bağışlama, inanç, sevinç, esneklik,
cesaret, merak, daha çok kahkaha, heyecan, yaratıcılık, anlayış, hoşgörü…
Gerçi formüller zihinde sınır yaratır belki; ama en
azından bu formülle özgürlüğünüz için bir adım atmış olursunuz ve daha sonra kendi
formülünüzü kendiniz yaratırsınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder