Eski bir hapishanenin duvarlarında
açan çiçeklerdi umut,
O duvarlar kim bilir nelere şahit olmuştu;
Ne acılar, yıkımlar, hayal kırıklıkları,
hasretler, ne bitişler görmüştü.
Ama bir yandan da
Geçmez denilen zamanlar geçmiş,
Bitmez denilen acılar bitmiş,
Bir daha kavuşamam sandığın ne hasretler
son bulmuş,
Olmaz denilen neler olmuştu...
Umut sonunda hep yenmişti umutsuzluğu
Umut hep haklı çıkmıştı;
Çünkü umudun en büyük özelliğidir bu,
Vazgeçmeyenleri hep haklı çıkarır
Öylesine güçlüdür ki
Hapishane duvarlarında bile çiçek açtırır.
Çoğumuz sadece fiziksel olarak bir
hapishanenin içinde değiliz
Hatta bunun
farkında bile değiliz.
Ya geçmişe hapsediyoruz kendimizi
Ya da geleceğe.
Ya sevmediğimiz bir işe hapsediyoruz kendimizi
Ya gelenek ve göreneklere
Ya da "Başkaları ne der?"
düşüncesine.
Zihnimizin o susmayan gürültüsü yüzünden
Şimdideki o güzel sesleri işitemiyoruz.
Zihnimizin geçmiş ve gelecek oyunlarına
bakmaktan kör olduğumuz için
Şimdideki o güzellikleri göremiyoruz.
Zihnimizdeki hapishanede hayatı yaşadığımızı
sanıyoruz.
Aslında sadece
Bilinçsizce
Zamanımızı tüketiyoruz.
Şimdiyi hiç yaşamıyoruz.
Hep kaçırıyoruz.
Hala kaçırıyoruz
Şimdi kaçırıyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder